22.9.22

Kırkar kırkar

Kırk küp, kırkının da kulbu kırık küp.

Kırk kırık kulp, kırkının da küpü delik kulp.



Kurak bir ülkede, kalbi kırık bir deli, kulbu kırık kırk küpe kırk delik açmış,


Kırk akıllı, kırk yıl uğraşmış tıkayamamış.


Deli delmiş, dellenmiş.


Delik küplerin kırık kulpları küpelenmiş.

Çan Çin Çon

Çın çın çınlıyor sözcükler,

Yalçın kayalardan boşluğa atlayan bir laçının kanatlarında.

“Açın” diyorum kapıları, kapışalım,

“Açın, sevdiklerinizin başı için!”

Çantada keklik mi bütün işleriniz, düşleriniz

Niçin koçanlarla dolu cepleriniz ve kaçın kurası bu yazdan kalma göğünüz?

Çanak tutuyor bu gurup, bu turuncu, yeni dilimlenmiş çatır çatır bir kabağın mis kokusuna.

Sonbahar geldi, yaz geçti,

Siz de geçin!

Geçin oturun, çan çan konuşun,
-Çince mi Çonca mı artık neyse-

Ben nasılsa dinlemiyorum.




16.8.20

Hiç Yok

Neden "hiç yok" deriz? Bir şey yoksa hiç değil midir zaten?

“Hiç yok”un bir derece üstü “yok denecek kadar az” olabilir mi örneğin? Onun yerine de “hiç denecek kadar yok” denebilir belki??

Çok az olan bazı şeyleri yok saymaktan doğuyor bütün bu karmaşa aslında.

Bakın “yok saymak” da bir başka kara delik... Olmayan şeyi nasıl sayacağız? O “saymak” benim ima ettiğim “saymak” değil, öyle değil mi? Farz etmek orada kastedilen, biliyorum; yani varsaymak.

Bu durumda “yok saymak”, “yok farz etmek” yani “yok varsaymak” mı oluyor nihayetinde? Nasıl oluyor?

Şimdi durduk yerde, böyle deli saçması sorular sormanın gereği var mı peki? Aslında hiç yok!




25.3.19

Dol-

Zengin, dolu dolu ürettiren bir kök bu.
Bakın şimdi:

Dolmak
Dolma
Dolmuş
Dolu
Dolgu
Dolgun
Dolunay (tamam, tolunay'dan gelmiş ama...)
Dolay
Dolap
Dolak
Dolama
Dolamık
Dolambaç
Dolan ('Yalan dolan'daki gibi)
Dolandırıcı
Dolanmak
Dolaşmak
Dolaşım





9.5.18

Öğrenmek, öğretmek...

Öğrenmek fiilinden türemiş 'Öğretmen' varsa, neden 'Öğrenmen' yok??

Aynı biçimde, 'Öğrenici' varsa neden 'Öğretici' değil?

Hadi, i düştü ve 'Öğrenci' oldu diyelim. Bari 'Öğretci' olsaydı.

:  (

16.3.18

H

Hazan, Hazin ve Hüzün'ün kızkardeşi Üzüntü.




31.7.17

Direk

Direk çok ama çok onurlu bir tekilliktir.

Bakın şimdi, kürek var değil mi, küremekten hani.

Küremeye yarar bir nesnedir.

Direk peki?

Diremek'ten midir gelişi, duruşu?

Dirlik sözcüğünün de belki kuzeni hatta öz kardeşi, ikiz kardeşi.

Dir-en-mek keza.

Direk, direnmeye yarar bir tekilliktir işte. Öyle, kendi başına, upuzun, göğe göğe..

Dimdirek'e hiç ama hiç yanaşmayacağım hele.

9.7.17

İçki

Sıkıntılı birkaç sözcük ve ilişkileri...

İçki, birincisi.

Sanırım hemen düşündüğümüz, içki sözcüğünün 'içmek' eyleminden geldiğidir.

'İçilen şey' anlamına çıktığıdır yani.

O zamaaan, af buyrun, 'dışkı' nereden geliyor?

'Dışmak' eyleminden mi? 'Dışılan şey' anlamından mı yani?

Dışmak diye bir şey mi var peki? Yine af buyrun, 'sıçmak' ne oluyor o halde?
Yahut, 'dışmak' gide gide 'sıçmak' haline mi gelmiş?
Tut ki öyle, niye 'sıçkı' denmiyor da dışkı deniyor?
Bıçkı - bıçmak ilişkisindeki gibi kullanılabilirdi.
(Atlamayalım bu arada, 'ilişki' de ilişmekten geliyor zaten.)

Başa dönersek kısacık, şunu da saptamak gerekmez mi:

Belki de 'içki' içmekten değil, 'içe atılan şey' veya 'içe alınan şey' (bunun başka sakıncaları var ama neyse) anlamından geliyordur.

Ve sıkı durun şimdi. Karışık bir hal de, biliyorsunuzdur, 'uçak' sözcüğünde var:
Konak, yatak, durak gibi 'uçulan yer' anlamında (yani havaalanı yerine) geliştirilmiş ise de,
'uçan ve/veya uçuran şey' (yani tayyar) anlamına oturmuş.

Demek, 'uçak' değil belki de 'uçku' daha doğru olabilirmiş. Düşünmüşler midir? (Kafa yapmak, yükselmek gibi yan kullanımları da fena olmazdı hem.)

'Uçkur' ile karışmasın diye mi benimsememiş olabilirler mi?

Kafa karıştıran 'yankı' var bir de. 'Yanmak' eyleminden gelmiyor tabii, 'yansılamak' gibi zoraki bir sözcükle karşılanan eylemden geliyor ve kuralı bir fırt bozuyor. 'Yankı' değil, 'yansı' olmalıymış.

'Yetki'ye ne demeli? Veya 'iletki'ye? (Şimdiki gençler bahse girerim bilmiyordur 'iletki'nin ne olduğunu ya neyse.)

[Son olarak 'coşku', -pek kullanılmasa da- 'seçki', 'askı', 'yetki' kardeşlerini de unutmayalım.]