25.4.06

Söz

‘söz’ aslında bir özlü söz, farkında mıyız?

Hele bir bakın neleri neleri karşıladığına: Lakırdı, kelam, laf, kavil, vaat, taahhüt…

Bir yandan ‘söz’ ciddi bir sorumluluk altına girmek demek iken, öte yandan gerçekleşmeyeceğine inanılan bir eylemi anlatıyor. Bir bakıma alınıp verilmesi bir taahhüt, yükümlülük, değeri büyük ama duruma göre de sükût kadar değerli değil! Öyle ya, ne de olsa o uçuyor yazı kalıyor.

'söz' bir çatışma, buyruk ve büyük ölçüde lafügüzaf… Aslında hepimizin dili uzun, her 'söz'le birbirimizi bağlıyoruz, sonra da bırakıyoruz 'söz'de kalsın.

Sözün özü, soracağım şu: Nedir ‘söz’ün ‘öz’ü? Hayat mı?