Kuruntu
Kuruntu bir zihin kırıntısı, kocaman bir düşünceden arta kalanlar, kalıntı...
Akıntıya kapılmış giden geminizin küpeştesinden sarkanlar, takıntı...
Ilık, tatlı bir esintiye engel, tatsız bir ara, kesinti...
Beraberinde gelenler: üzüntü, sıkıntı...
Gerçekleşmeyen bir beklenti, yapayalnız bir gezinti, ertelenen bir eğlenti...
Olmazsa da olmaz, yaşam örüntüsünden bir ilmek, ne de olsa iki ters bir düz, girinti, çıkıntı...
Israrla aranan ilinti, zamansız bir sallantı...
Özlenen bir çisenti, çantanda birkaç parça kayıntı, mutlu olmak da çok zor değil istedikten sonra, suratına bir gülümseme yapıştırdın mı, anında görüntü!
Akıntıya kapılmış giden geminizin küpeştesinden sarkanlar, takıntı...
Ilık, tatlı bir esintiye engel, tatsız bir ara, kesinti...
Beraberinde gelenler: üzüntü, sıkıntı...
Gerçekleşmeyen bir beklenti, yapayalnız bir gezinti, ertelenen bir eğlenti...
Olmazsa da olmaz, yaşam örüntüsünden bir ilmek, ne de olsa iki ters bir düz, girinti, çıkıntı...
Israrla aranan ilinti, zamansız bir sallantı...
Özlenen bir çisenti, çantanda birkaç parça kayıntı, mutlu olmak da çok zor değil istedikten sonra, suratına bir gülümseme yapıştırdın mı, anında görüntü!
1 Comments:
Yaşamla yaşantı arasındaki rekabet, işte bu nedenle yaşantı aleyhine sonuçlandı.
Gezinti, bulantı, süprüntü, kazıntı, hatta şırfıntı ve benzeri kavramlardaki son ekler hep kötülten şeylerdi. Yaşantı da 'ulan bu hayat mı be' demenin telgrafı, sözlüksel bir protestosu gibiydi belki.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.
<< Home