5.9.06

O.. Yani o iki nokta.

Hep dönüp bir noktadan aynı yere çıkıyorum nedense. Bu bir takıntı, saplantı, kuruntu, buruntu mu ? (Bkz. daha önceki bir Derya Tanyel yazısı.) Belki. Değil ya da. Bu kezlik en azından : (Hayır başlıktaki iki nokta, üst üste iki nokta değil. Anlatıyorum işte.)

Olmak ile ölmek arasında a - e dönüşmesini saymazsak, sadece iki nokta fark var !
Bu kadar uç ve taban tabana zıt iki şeyin arasında bu kadar yakınlık nasıl bir şey ?
Kozmik bir şaka diyeceğim ama niye yalnız Türkçede olsun ?

Sonra dur bakayım, dol - döl de ilginç. Yine iki nokta. Belki ol ve öl kadar kutuplu değil ama, yine de...
(Hayır gol ve göl örneğini vermeyeceğim, o zahiri bir şey, bir dış gebelik sanki.)
Bol ve böl biraz ittirmeyle belki ilişkili çıkartılabilir.

Başka ?

3 Comments:

Blogger Derya Tanyel said...

Aklıma gelen ikililer şunlar:

un - ün
on - ön
od - öd
toz - töz
kul - kül
kor - kör
koy - köy
koz - köz

Ve çifte kavrulmuşlar:

onluk - önlük
koruk - körük
suluk - sülük
olgun - ölgün

Ama gördünüz, 'ol' ve 'öl' gibi, iki nokta arasına bir ömür sığdıracak kadar becerikli bir çift yok aralarında... Bu gerçekten kozmik bir şaka ama ona nasıl gülmeli bilmem...

2:30 ÖS  
Blogger Derya Tanyel said...

Olmak sözcüğünü yalnızca "varlık kazanmak" anlamıyla algılayıp iki noktanın başka ilgiler de yarattığını görememişim. 'olgun-ölgün' örneğini vermiş olmama karşın...

Olmayı, "yetişmek, olgunlaşmak" biçimiyle okuduğumda, ölmeye hepsi hepsi iki nokta kaldığını görmek içimi burktu. Olduğun zaman, bir bakıma ölüme en yakın durduğun zamansa, bu bir şakadan da fazlası,kara mizah...

5:49 ÖS  
Blogger Haluk Mesci said...

Bol - böl ikilisi de ilginç, değil mi ? Ol - öl kadar kutuplu yani aynı eksende iki değişik uç değilse de, 'bol, öyleyse böl' gibi garip bir özdüşüme göz kırpıyor.

12:12 ÖÖ  

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

<< Home