22.9.22

Kırkar kırkar

Kırk küp, kırkının da kulbu kırık küp.

Kırk kırık kulp, kırkının da küpü delik kulp.



Kurak bir ülkede, kalbi kırık bir deli, kulbu kırık kırk küpe kırk delik açmış,


Kırk akıllı, kırk yıl uğraşmış tıkayamamış.


Deli delmiş, dellenmiş.


Delik küplerin kırık kulpları küpelenmiş.

Çan Çin Çon

Çın çın çınlıyor sözcükler,

Yalçın kayalardan boşluğa atlayan bir laçının kanatlarında.

“Açın” diyorum kapıları, kapışalım,

“Açın, sevdiklerinizin başı için!”

Çantada keklik mi bütün işleriniz, düşleriniz

Niçin koçanlarla dolu cepleriniz ve kaçın kurası bu yazdan kalma göğünüz?

Çanak tutuyor bu gurup, bu turuncu, yeni dilimlenmiş çatır çatır bir kabağın mis kokusuna.

Sonbahar geldi, yaz geçti,

Siz de geçin!

Geçin oturun, çan çan konuşun,
-Çince mi Çonca mı artık neyse-

Ben nasılsa dinlemiyorum.