31.8.06

Söz/Ses/Renk

Ne gibidir sesin rengi?
'Ole!' mesela,
boğanın kanı mıdır?

Başladığım her metin benim geldiğimi duyar!


Art arda dizilmiş KUŞku sürüsü.

Her kuşkunun arkasında, bir art kuşku.
Her metnin arkasında, bir art metin.
Ardışık bir yaratım; kuşkulu bir metin.
Sözcüklerin labirentleri içinde daha fazla terleme,
yazan biri ile okuyucu öteki arasındaki ilişkiyi
daha da sertleştirerek, kendimi,
metne hiç başlamamış biri gibi
yeniden değerlendirmeye alma paranoyası.

Bakalım, kim kimi sırtından okuyacak?


Tansu M. Gülaydın

24.8.06

-ndirmek, -ndurmak...

İndirmek, bindirmek, sindirmek, dindirmek, geçindirmek, acındırmak, ve dahi sundurmak...

-ndirmek, -ndurmak da bayağı olanaklı yani.

Önceleri basitmiş de dil araçları, yapıtaşları, sonradan mı durum karmaşıklaşmış kaçamaklar ve uzun atlamalar başlamış ?

16.8.06

Kuruntu

Kuruntu bir zihin kırıntısı, kocaman bir düşünceden arta kalanlar, kalıntı...
Akıntıya kapılmış giden geminizin küpeştesinden sarkanlar, takıntı...
Ilık, tatlı bir esintiye engel, tatsız bir ara, kesinti...
Beraberinde gelenler: üzüntü, sıkıntı...
Gerçekleşmeyen bir beklenti, yapayalnız bir gezinti, ertelenen bir eğlenti...
Olmazsa da olmaz, yaşam örüntüsünden bir ilmek, ne de olsa iki ters bir düz, girinti, çıkıntı...
Israrla aranan ilinti, zamansız bir sallantı...
Özlenen bir çisenti, çantanda birkaç parça kayıntı, mutlu olmak da çok zor değil istedikten sonra, suratına bir gülümseme yapıştırdın mı, anında görüntü!