18.6.16

Dünaydın!

Güneş sisteminde yer alan bir gezegende, güneş ışığıyla var olagelen canlılar olduğumuzdan, yaşamımızla ilişkimizi de karanlık-aydınlık döngüsüne dayanarak tanımlıyoruz.

'Bugün' sözüğünün kaynağı 'kün' yani 'gündüz; günün sabahtan akşama kadar süren aydınlık bölümü' okuduklarıma bakılırsa...

'Yarın' ise 'yaru' yani 'ışımak' fiilinden türeyerek evrilmiş.

'Dün'e bakarsanız o bölüm karanlıkta; 'tün' yani 'gece' sözcüğüne dayanıyor kelimenin kökeni.

Sözün özü, geçmişimiz, geride bıraktıklarımız ömrümüzün karanlıkta kalan kısmı. Karanlığı arkamıza alıp ışığa doğru yürüyoruz yani. Bu üstü örtülü tanımlamanın iyi yanı, geleceğe dair umudumuzun kuvvetli olduğunu göstermesi. Kötü yanı ise ölümün de zaman zaman "ışığa doğru yürümek" olarak tanımlanıyor oluşu.

Işıktan gelip ışığa gidiyoruz öyleyse.

15.6.16

Akla zarar!

Gayrimeşru meşrubatlar taşıyan, meşru batık gemiler, zihnimin dibindeki
çamura saplı durur.

Tahsil cehaleti alır, tahsilat baki kalır.

Zarar büyük!

Ataş

TDK'nın 'ataş' yerine önerdiği Türkçe karşılık 'tutturgaç'. Tamam, daha güzel, yerli yerinde.

Ama 'ataş' da yakışıklı sözcük şimdi, yabana gitmesin.

'Adaş' sözcüğünde var olan ortaklık halini bir düşünün örneğin... İşte, kardeş torunlarına ya da ikinci-üçüncü göbek akrabalara da 'ataş' densin mesela.

Hepimiz 'ataş' değil miyiz nihayetinde?

Rahatsız

"Rahatsız" sözcüğünden rahatsız oldum birden.

"Rahatlı" olamayışımdan rahatsız oldum belki de.

14.6.16

Yellenme, dellen!

"Osuruk" yerine "göt gürültüsü" de mesela...

Hep

Hep'e taktım kafayı. 

Cep, kep, kap, hap, çap, top, küp sözcüklerindeki gibi alanı sınırlı bir şeyi anlatır gibi. 

Bir şey/bir eylem süreklilik kazanınca, zaman doğrusal, akıp giden bir şey olmaktan çıkıp döngüsel bir hal alıyor diye belki. Yani kapalı, sınırlı bir alanda dönüp duran, kendini sonsuz kez kesen bir çizgi gibi... Sanki...

8.6.16

Gi-gü. Veya 'gi-giller'...

Bütün gece boğuştum.

Gi. Gü.

Acayip bir liste var çünkü.

Bir yerinden ya allah bismillah dalayım:

Ezgi.
Sezgi.
Dizgi.
Çizgi.
Bilgi.
Dergi.
Sergi.
Gergi.
Delgi.

Ooff, hangi birini yazayım ki...

Ses uyumu nedeniyle hafif değişse de aynı aileden geldiği kesin olan başkaları var:

Kargı.
Burgu.
Bulgu.
Büzgü.
Çözgü.
Döngü.
Algı.
Çalgı.
Yazgı.

Atkı.
Katkı.
Etki.
Yetki.
Uyku.


Bööööyle uzayıp gidiyor.